Çiğ süt fiyatına yapılan artış ile yem fiyatlarındaki yükseliş arasındaki uçurum, hayvancılığın geldiği çıkmazı bir kez daha gözler önüne serdi.
Ulusal Süt Konseyi, 1 Ocak–31 Temmuz 2025 döneminde çiğ süt fiyatını litre başına 17,15 TL olarak belirlemişti. 1 Ağustos’tan itibaren geçerli olacak yeni fiyat ise 18,35 TL. Bu da yaklaşık %7’lik bir artış anlamına geliyor.
Ancak aynı Ulusal Süt Konseyi’nin verilerine göre, üreticinin en büyük maliyet kalemi olan 19’luk süt yemi fiyatı Ocak–Haziran döneminde %14,8 oranında arttı. Yani yemin fiyatı, süt fiyatının iki katı oranında yükseldi.
Bir yanda, 7 ay sonra üreticinin sattığı sütün fiyatı sadece yüzde 7 artırılıyor; diğer yanda üreticinin hayvanına yedirdiği yemin fiyatı 6 ayda yüzde 14,8 artıyor.
Daha da çarpıcı olanı, bu iki veriyi de ortaya koyan aynı kurum: Ulusal Süt Konseyi. Yani Konsey, hem yemin fiyatının bu kadar arttığını tespit ediyor, hem de çiğ süt fiyatına sadece yüzde 7’lik bir zamla yetiniyor.
Peki bu nasıl bir destek politikası? Nasıl bir vicdan? Üretici, bu şartlarda üretmeye nasıl devam edecek?
Çiğ süt fiyatı, maliyetlerin gerisinde kalmaya devam ettikçe; küçük ve orta ölçekli hayvancılık yapan çiftçiler için iflas riski kaçınılmaz hale geliyor. Artan yem maliyetleri, süt üreticisini nefes alamaz hale getirirken; fiyat politikasındaki bu çelişki, Türkiye’de hayvancılığın sürdürülebilirliğini de tehlikeye atıyor.