Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nurettin Gülşen, şap virüsünün ülkede rekor hızla yayılabileceğini belirtti ve “Önceliğimiz mutlaka aşı olmalı. Vitamin ve mineral takviyesi ise hastalığın seyrini hafifletebilir, iyileşmeyi hızlandırır” dedi.
Gülşen, Yetiştirici Soruyor‘da şap hastalığı ile ilgili kapsamlı bir makale yayınlayarak, şap hastalığına karşı mücadale ve beslenme yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Türkiye’nin geçit bölgesinde olması nedeniyle bulaşıcı hayvan hastalıklarına açık olduğunu vurgulayan Gülşen, sosyal medyada da sıkça tartışılan “aşı karşıtlığı”na dikkat çekti:
“Bazı yetiştiricilerde aşıya karşı çekince oluşmuş durumda. Oysa şap hastalığının en etkili ve güvenilir önlemi hala aşıdır.”
Şapa karşı hayvanların direncini artıracak önlemler
Gülşen, şap riski olan ya da hastalanmış hayvanların bağışıklığını güçlendirmek için şu önerilerde bulundu.
- ADE vitaminleri iğneyle veya yemle verilmesi
- Çinko, bakır, selenyum, kobalt ve B grubu vitaminleri günlük mineral tozlarıyla desteklenmesi
- Güneş ışığı ile D vitamini sentezinin artırılması
- Organik mineral formlarının tercih edilmesi
Bu takviyeler sayesinde hem aşının etkinliği artıyor hem de hastalık süresi kısalıp şiddeti düşüyor.
Şap hastalığına yakalanan hayvanlar nasıl beslenmeli?
Prof. Dr. Gülşen’e göre, hastalığın ağız ve tırnaklarda yaralar oluşturduğu dönemde:
- Yumuşak ve ince yonca gibi batıcı olmayan kaba yemler
- Şeker pancarı posası, kepek lapası gibi lifli ama yumuşak yemler
- Arpa gibi sert tanelerin öğütülerek veya bir süre verilmemesi
- Silaj asitliği nedeniyle faydalı olabilir; ama sert yapısı nedeniyle dikkatli kullanılmalı
Bu beslenme yöntemleri hem yem tüketimini artırıyor hem de yaraların çabuk iyileşmesine katkı sağlıyor.
Şap virüsü nasıl imha edilir?
Bilimsel verilere göre, şap virüsü 7–9 pH aralığında yaşayabiliyor; asit veya baz ortamlarda ise hızla ölüyor. Saha şartlarında:
%4’lük sodyum karbonat
%1’lik sodyum hidroksit çözeltileri ile dezenfeksiyon yapılması öneriliyor.
34 yıldır bu kadar zor bir dönem görmedim
Gülşen, uzun yıllardır hayvancılıkla uğraşan yetiştiricilerin yaşadığı zorluklara da dikkat çekerek, bir yetiştiricinin, “34 yıldır bu işi yapıyorum, bu hastalık nedeniyle çektiğim ızdırabı başka bir dönemde yaşadığı hatırlamıyorum” diyerek serzenişte bulunduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Gülşen ise son söz olarak bilime güvenmenin önemini hatırlattı:
“Birlikte hareket edersek ve bilime inanırsak bu zor günleri de aşacağız.”