Ülkemiz ardı arkası kesilmeyen felaketler yaşamaya devam ediyor!
Yeşil vatanı korurken onlarca ailenin ocağına ateş düştü.
Vatanseverlerimize Allahtan rahmet acılı ve kederli ailelerine sabırlar diliyorum.
Madenlerde, hastalıkta, depremlerde, otelde, sellerde, yangınlarda nice canlarımızı toprağa verdik geride milyonlarca acılı yürek bıraktık.
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!
Fırat’ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa kuzunun hesabını yüce Mevla Ömer’den sorar diyenler bugün kurtla iş tutmuşçasına ihalelerden ihalelere koşturuyor.
Nereden nereye..!
Görevi başında, vatan sevgisiyle işini yaparken toprağa düşen her bir canı ‘’şehit’’ ilan etmek değil sizin işiniz.
Sizin işiniz insanı yaşatmak, Fırat’ın kenarında mutlu ve müreffeh yarınlar inşa etmek.
Sizin işiniz 100 milyon dolara Halkbankası’nın satın aldığı AVM’yi rica minnetle tekrar 48 milyon dolara aldığınız kişiye tekrar satmak değil.
Sermaye transferinin nasıl yapıldığının en büyük kanıtı bu AVM işi.
Sizin işiniz insanının bolluk ve bereket ile yaşadığı bir ülke yaratmak!
Mavi Vatandan sonra Yeşil Vatan ise mevzu:
Ben ormanları yanarak kül olmayan, ateşsiz yemyeşil bir Türkiye istiyorum.
Tıpkı ağzınıza doladığınız ‘’Terörsüz Türkiye‘’ gibi ‘’Ölümsüz Türkiye’’ istiyorum!
Rantın, talanın, adam kayırmacılığın, partizanlığın toprağa gömüldüğü bir Türkiye İS-Tİ-YO-RUM!
Ölümsüz Türkiye’de, ne ciğerlerimiz yansın ne de insanımız yansın istiyorum.
Her yıl geçen yılı aratıyor.
Geçen sene yanmayan ormanlık alanlarımızda bu sene cayır cayır içindeki canlılar ile yanıp gidiyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı ne yapıyor, ne gibi önlemler alıyor?
Kocaman bir HİÇ…
Yanan ormanlık alanlar yana yana kendi kendine sönücünce kontrol altına alındıyı başarı sanıyorlar.
Çiftçimizin traktörleri ile verdiği mücadele azmini sahada canla başla çalışan orman personelimizin azmini 438 milyar TL bütçeli bakanlığımızdan da bekliyoruz.
Eskiden su akar Türk bakar denirdi, bilinçsiz HES projelerinden sonra akacak su kalmayınca Türk artık çıkan yangınlara bakıyor ve hiçbir şey yapamıyor.
İHA ve SİHA’larımızla övündüğümüz gibi yerli ve milli yangın söndürme uçaklarımızla övünelim.
Envanterimize girmesi zaman alacaksa buğdayda, mısırda, ayçiçeğinde yaptığınız gibi ithal imkanlara başvurarak ithal yangın söndürme uçakları alın.
Çünkü 2026 yazında yanmayan orman alanlarımızı güven altına almak istiyorsak biran önce hazırlıklara başlamalıyız.
Antalya Belek’te orman yangın üssü olan araziyi Kültür ve Turizm Bakanlığının otel olarak imara açmasında ki maharetinizi yeşil vatanı korurken de görmek istiyoruz.
Paraya çevirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar!
Son yıllarda ki talan ve yıkımlardan sonra TBMM geçen iklim yasası ile zeytinlik alanlarında talan edileceğini görünce Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma şiirinde ki şu dizeler aklıma geldi;
Verir zavallı memleket, verir ne varsa malını,
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayâlini,
Olanca rahatını, gönlünün tüm dileğini,
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helâlini…
Yiyin efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Depreme, sele, yangına vatan sevgisiyle çare olmak için koşa koşa giden her bir vatandaşımıza binlerce kez teşekkür ediyorum.
Derdi vatan olmayanda mitinge katılan çiftçinin traktör eksperliğine soyunarak, hani çiftçi para kazanamıyordu,3-4 milyonluk traktörle geziyorlar demeye devam etsinler.