Tarım ve Orman Bakanlığının, şap hastalığının yayılmasını önlemek amacıyla geçici bir süre hayvan pazarlarını kapattığını hatırlatan Çelik, bu uygulamanın yapay etle ilişkilendirilmesinin “gayri ahlaki” bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
Çelik, yakın geçmişte pandemi döneminde de benzer iddiaların gündeme getirildiğine dikkat çekerek, “Bugün de şap hastalığı bahane edilerek, yapay et konusu bazı kesimler tarafından bilinçli bir şekilde ortaya atılıyor. Ancak Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’nın da ifade ettiği gibi, ülkemizde yapay et üretimiyle ilgili ruhsatlandırılmış, ticarileşmiş ya da desteklenen bir faaliyet yok. Bu iddialar tamamen gerçek dışı ve büyük ölçekli endüstriyel kuruluşlarca yapılan bir algı operasyonudur” diye konuştu.
Doğal etin besin değerini ve lezzetini laboratuvarda üretmek mümkün değil
Çelik, küçükbaş hayvancılığın ülke için stratejik önem taşıdığını ve kırmızı et ihtiyacında önemli bir paya sahip olduğunu belirterek, “Doğada, merada, yaylada beslenen koyun, kuzu, oğlak ve keçi etindeki doğallığı, besleyiciliği ve lezzeti laboratuvar ortamında üretmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Ülke nüfusunun çok büyük bir kesiminin et tüketim alışkanlığını yapay ete çevirmeyeceğini söyleyen Çelik, “Tüketicilerimiz gerçek ve doğal eti tercih eder. Yapay et, ülkemizde karşılık bulmaz” dedi.
Hayvan kesimleri devam ediyor, et arzında sorun yok
Şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarlarının kapatılmasına rağmen kesimlerin veteriner kontrolünde sürdüğünü dile getiren Çelik, “Kasap ve marketlerde tüketiciye sunulacak yeterli miktarda et bulunuyor. Böyle bir tablo ortadayken yapay et iddialarını ortaya atanlar, rant peşinde koşanlardan başkası değildir” dedi.
