Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanındaki kamu kurumlarında, zaman zaman gündeme getirdiğimiz yolsuzluk ve şaibe haberleriyle kamuoyunun dikkatini çekiyoruz.
Ancak bazı isimler vardır ki, sadece bir dönem değil, uzun yıllar boyunca bu şaibelerin odağında yer alır. Eski Tarım Bakanı Mehdi Eker’in ‘kara kutusu’ olarak bilinen Erdal Celal Aksoy (Sumaytaoğlu) da böyle bir isim.
Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi operasyonunda gözaltına alınmasıyla yeniden tartışmaların odağına oturdu.
Erdal Celal Aksoy, Tarım Bakanlığı’nda sadece bürokrat değil, bir anlamda ‘gizli güç’ konumundaydı.
Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı görevini de yürüttüğü dönemde, şeffaflıktan uzak uygulamalar, ihalelerdeki usulsüzlükler ve kamu zararlarıyla anıldı.
Örneğin Ürün Doğrulama Takip Sistemi (ÜDTS) ihalesinin 60 milyon liralık zararla sonuçlanması ve bu skandalın üstünün kapatılması, kamu vicdanında büyük yara açmıştı. İlginçtir ki, bu ihaleyle ilgili hiçbir kararın altında ne Eker’in ne de Aksoy’un imzası bulunmuyordu ama sorumluluk tam anlamıyla onlara aitti.
At sevdası ve yarış atları meselesi ise tam bir skandaldı!
Tarım Bakanlığını resmen yarış pistine çevirmişlerdi!
Mehdi Eker’in atlara olan ilgisini herkes biliyor ama bakanlık bünyesinde yaşananlar adeta bir skandal yarış pisti gibiydi. Eker, Bakanlığın arkasındaki Botanik Bahçede, kamu kaynaklarıyla kendisi için özel olarak yaptırılan çiftlikte atlara binerken, kara kutusu Aksoy ise kayınvalidesinin üzerine kayıtlı yarış atları ile 2011-2013 yıllarında pistlerde yarıştığını belgeleriyle ortaya çıkarmıştık.
At meselesi, Tarım Bakanlığındaki yozlaşmanın somut örnekleriydi.
Ama ne acıdır, o dönem belgeleriyle ortaya çıkardığımız bu rezaletin hiç bir şekilde hesabı daha sorulmamıştı!
Tam aksine gazetecilik görevimizi yaptığımız için neredeyse biz cezalandırılacaktık!
Tekzip talepleri, suç duyuruları ve 2 ayrı tazminat davası açılmıştı.
Tarım Bakanlığı 2014 yılında 20 bin liralık tazminat davası açarken, Aksoy 50 bin liralık tazminat davası açmıştı!
Tarım Bakanlığı’nda ‘Prenses Krizi’
Neymiş efendim kişilik haklarını ihlal etmişiz!
Eker, kamu kaynakları ile yaptırılan özel çiftlikte kendisi için tahsis edilen özel atlara binerken, kara kutusu Aksoy da Yüksek Komiserler Kurulu Başkan Yardımcısı olduğu dönemde kayınvalidesi üzerine kayıtlı 6 atı pistlerde yarıştırırken, bunlar kamu etiği açısından hiç bir sorun olmuyor, ancak bunları haberleştirdiğimiz için biz bu arkadaşların kişilik haklarına saldırmış oluyoruz!
Mahkemelerden 1 haberimiz dışında hiç bir sonuç alamadılar ama kamuoyunun duyarsızlığı, bu skandalların üstünün örtülmesini sağladı.
Mehdi Eker’in Bakanlıktan alınmasının ardından Aksoy’da 2020 yılında memuriyetten ayrılmıştı.
Ne gariptir, Mehdi Eker’in prensi, Ak Parti’nin iş bitiren bürokratı soluğu CHP’de aldı! Eker’in Bakanlığı döneminde CHP’li milletvekillerinin onlarca soru önergesi vererek, sert eleştirilerde bulunduğu Aksoy, CHP’de yer bulabildi ve burada da el üstünde tutulan bir bürokrat haline geldi.
Aksoy’un CHP’de siyasi bir çevre bulmasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük payının olduğu konuşuluyor. Aslında Aksoy’un, AK Parti döneminde yükselip CHP’ye geçişi, Türkiye’deki bürokratik yapının partiler üstü çıkar ilişkilerini gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak bu yazıyı kaleme alırken tek bir amacım vardı.
Tarihe not düşmek.
Tarım Bakanlığı’nda yaşanan bu karanlık dönemi, yolsuzlukları ve gizli güçlerin kamu kaynaklarını nasıl heba ettiğini unutmamamız gerekiyor.
Erdal Celal Aksoy gibi isimler sadece bir bürokrat değil, Türkiye’nin bürokrasi ve siyasetteki derin ilişki ağlarının simgesi olarak hafızalarda kalacak.
