SADETTİN İNAN / Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın yasal zorunluluğa rağmen mal bildiriminde bulunmadığı iddialarına devletin ilgili kurumları hâlâ sessiz. CİMER’in yanıtsız bıraktığı başvuru bu kez İletişim Başkanlığı’na taşındı, ancak Başkanlık da dosyayı yeniden Tarım Bakanlığı’na yönlendirerek yapılan şikayeti incelemeye almadı.
Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’na aykırı şekilde Tarım ve Orman Bakanlığı’na mal beyanında bulunmadığı daha önce kamuoyuna yansımıştı. Aydın’ın bu sorumluluktan kaçmak için kurum içinde kanuna aykırı genelge çıkarttığı ortaya çıkmıştı. Çiftçi kuruluşunda yaşanan bu kanunsuzluğa karşı kamu kurumları nezdinde hiçbir işlem yapılmaması dikkat çekmişti.
Konu hakkında kamu denetimi çerçevesinde CİMER’e yapılan başvuru yanıtsız bırakıldı. Tarım Bakanlığının, CİMER’e yapılan başvuruyu yanıtsız bırakması üzerine konuyu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na ileterek, inceleme yapılmasını talep ettik.
Ancak İletişim Başkanlığı bu kritik şikâyeti incelemek yerine, doğrudan yeniden Tarım ve Orman Bakanlığı’na yönlendirdi. Böylece CİMER üzerinden Tarım Bakanlığı ile ilgili istenen incelemede askıda kaldı.
Bu gelişme, Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın kanuna aykırı uygulamasının soruşturulması beklenirken, devletin ilgili organlarının konuyu görmezden gelmesi ya da birbirine yönlendirmesi hem hukuki hem de etik açıdan tartışmaya neden oldu.
Hüseyin Aydın’ın 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa aykırı işlemleri ile ilgili ne Tarım Bakanlığı ne de Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği herhangi bir açıklama yapmadı. Konuyla ilgili TBMM’ye verilen soru önergeleri de bugüne kadar yanıtsız kaldı.
Türkiye’de çiftçilerin en büyük finansal yapı taşlarından biri olan Tarım Kredi Kooperatifleri’nin tepe yöneticisi hakkında bu denli ciddi iddialar bulunmasına rağmen hiçbir hukuki sürecin işletilmemesi, kurumsal şeffaflık ve kamu denetimi açısından kaygı verici bir tablo oluşturuyor.