Devlet muhatap almadığını neden kovsun?

“Devlet beni idam eder ama kovmaz…”

Bu sözler Pankobirlik ve Konya Şeker Başkanı Ramazan Erkoyuncu’ya ait.

Bugün bir basın toplantısı yaparak; bizim Soma Termik Santrali ile ilgili gündeme getirdiğimiz bazı iddialara kendince cevap vermeye çalışmış.

Ama şunu anlamış değilim: Ramazan Erkoyuncu niye bu kadar üzerine alınıyor?

Bakın; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Konya Şeker heyetiyle yaptığı Temmuz ayındaki kritik toplantıya kendisi zaten katılmadı.

Neden?

Çünkü iddialara göre; Haziran’daki bir önceki toplantıda Erkoyuncu, “Santralin anahtarını bırakıp gidiyoruz, işçileri çıkaracağız, kapıya kilidi vuracağız!” diye bir çıkış yapıyor.

Bakan Bayraktar da “Ramazan Bey, santrali ne zaman kapatacağımızı biz size söyleriz!” diyerek sert bir yanıt veriyor.

Ve yanındaki bakan yardımcısına dönüp “Bir daha bu adamla toplantı ayarlamayın!” talimatını veriyor.

Sonra ne oluyor?

Temmuz ayındaki kritik toplantıya Konya Şeker’in en tepesindeki isim çağrılmıyor.

Yani devlet, Konya Şeker gibi bir dev tarım ve enerji şirketinin başındaki kişiyi muhatap almıyor.

Yani devlet kendisini muhatap alıp, toplantıya çağırmıyor ancak ‘Devlet beni idam eder ama kovmaz…’ gibi bir savunma refleksinde bulunuyor!

Bu savunma refleksini de anlamış değilim…

Konya Şeker’in en üst yöneticisinin toplantıya çağrılmaması, ‘kovmaktan’ daha ağır bir anlam taşımıyor mu? Konya Şeker’i bu duruma düşürülmesinin hesabını kim verecek?

Mesele burada Ramazan Erkoyuncu’nun şahsi itibarı mı?

Yoksa Konya Şeker’in Soma Termik Santrali’nden dolayı bugün karşı karşıya kaldığı devasa zarar mı?

Erkoyuncu’nun basın toplantısında yine “Enerji bizim belamız” dediğini gördüm.

Peki madem öyle…

Bu santralde 6 ünite var.

Kendisinden önceki yönetim döneminde bu 6 ünitenin 5’i çalışıyordu.

Siz geldiniz, üretim önce 3 üniteye, sonra 2 üniteye kadar düştü.

Üretimin olmadığı yerde kazanç olur mu?

Sonra da çıkıp “Biz buradan zarar ediyoruz” diye feryat ediyorsunuz.

Hadi bunu da geçtim…

Keşke basın toplantısında, Soma Termik Santrali’nde üretimin neden 2 üniteye kadar düşürüldüğünün gerekçesini de açıklamış olsaydınız da buradaki zararın üretimden mi yoksa yönetim zafiyetinden mi kaynaklandığını görmüş olsaydık.

Ramazan Erkoyuncu’ya göre gelinen noktada iki suçlu var; birisi yatırımı yapan Recep Konuk, ikincisi de ‘parasını almadan kömür veren’ TKİ…

Yani kendisi döneminde yaşanan yönetim zafiyetinin gelinen noktayla ilgili hiçbir suçu yok!

Tamam, enerji sizin işiniz değil…

İyi de hayvancılık da mı size ağır geldi?

Ülke hayvancılığı sıkıntılı bir süreçten geçerken, Recep Konuk döneminde yapılan 7 örnek çiftlikten 3’ü kapandı, 1’i satıldı, diğerlerinde ise üretim yarı yarıya düştü.

Hele o Taşağıl Çiftliği…

Et inekçiliği kapsamında kurulan ve 20 bin başlık kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük projelerinden biri. Bugün kapısına kilit vurulmuş, çürümeye terk edilmiş durumda!

Tamam, hadi diyelim enerji sizin işimiz değil…

Peki kardeşim, geldiğiniz günden bu yana eski yönetimin yaptığı yatırımların hangisinin üstüne bir taş koydunuz?

Yatırımları değil büyütmek; tasarruf tedbirleri adı altında kapısına kilit vurdunuz.

Enerji sizin belanız, hayvancılık sizin işiniz değil, birçok gıda üretiminden de çekildiniz…

Peki o zaman siz neyi yönetmek için geldiniz?

Mesele sadece iki şeker fabrikasını idare etmekse…

Demek ki buraya yeni bir vizyon getirmek için değil, zaten küçültmek için gelmişsiniz demektir…

Son söz:

Devlet kimseyi durduk yere idam da etmez, kovmaz da…

Ama kendini kovduracak işleri yapanı da bir daha muhatap almaz.

İşin aslı bu.

Geri kalan laf…

Ayrıca Kontrol Et

TMO’nun ithalat kararı sonrası arpa fiyatı ne kadar oldu?

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı 225 bin tonluk arpa ithalat kararı, iç piyasada sert bir …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir