Türkiye, 2025 yangın sezonunda tarihinin en sıcak ve en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Yılbaşından bu yana çıkan 3 bin 242 yangın, binlerce hektar ormanlık ve orman dışı alanı kül etti. Sahada canı pahasına alevlerle savaşan orman işçileri, sayılarının ve imkanlarının yetersizliğine rağmen adeta destan yazıyor. Ancak bu destanın perde arkasında çok daha büyük bir gerçek yatıyor: Sayımız yetersiz, yükümüz ağır!
Sahada gerçekte kaç kişi var?
Öz Orman-İş Sendikası, yazılı bir açıklama yaparak orman yangınlarına karşı mücadele eden yangın işçisinin yetersizliğine dikkat çekti.
Resmî kayıtlara göre Türkiye’de toplam 22 bin orman işçisi bulunuyor. Ancak bunların tamamı doğrudan yangınla mücadelede görev yapmıyor:
- 776 gözetleme kulesinde 2.328 kişi,
- 1.786 arazözde 3.572 şoför,
- Binlerce ilk müdahale aracı ve iş makinesinde görevli personel…
Bütün bu kadrolar çıkarıldığında, aktif olarak alevlerle birebir mücadele eden işçi sayısı sadece 12 bin 537. Bunun da:
- 5 bini doğrudan yangın söndürmede,
- 3 bini soğutma çalışmalarında,
- 4 bin 537’si ise yangın riski yüksek bölgelerde nöbet tutuyor.
Yabancı arazide yorgun müdahale
Yetersiz personel nedeniyle, yangın çıkan bölgelere yangın olmayan illerden işçi sevkiyatı yapılıyor. Bu da büyük riskleri beraberinde getiriyor:
- İşçiler, araziyi bilmedikleri için yangın anında kaçış yollarını dahi bilemiyor.
- 8-9 saatlik yolculukla yorgun gelen personel, müdahalede zayıf kalıyor.
- Kendi görev yerleri boş kaldığı için, yeni bir yangında tamamen korumasız kalıyor.
En az 15 bin yeni işçi alınmalı çağrısı
Orman işçileri, yangın sezonunda haftalarca ailelerinden uzak, ormanın içinde yaşıyor; sosyal hayattan kopuyor, yıpranıyor. Öz Orman-İş Sendikası, yangınlarla etkili mücadele için en az 15 bin yeni işçi alımının şart olduğunu yıllardır vurguluyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı da bu talebi defalarca Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletti. Ancak tasarruf tedbirleri gerekçesiyle, bu yıl yapılan 8.500 kişilik alım, emekliye ayrılan 4.500 işçi nedeniyle gerçek artış sağlayamadı; sayı fiilen sabit kaldı.
- 15 bin yeni işçi alındığında:
- Çift vardiya sistemine geçilebilecek,
- Bir ekip görevdeyken diğeri dinlenebilecek,
- Müdahale süresi hızlanacak,
- Yorgunluk azalacak, verim artacak.
Toplumsal farkındalık ve eğitim şart
Sendikaya göre, mücadele sadece su sıkmakla değil; eğitim ve kültürle kazanılır. Bu yüzden “Yeşil Vatan” dersinin ilkokuldan itibaren müfredata alınması isteniyor. Böylece çocuklar doğa sevgisini öğrenip, yangın riskinin ne kadar büyük sonuçlar doğuracağını kavrayacak.
İtfaiyeci değil, alevin içine yürüyen kahramanlar
Kamuoyunda hala orman işçilerinin itfaiyeci sanılması da önemli bir yanlış:
- İtfaiyeciler şehirde, yerleşim yerlerinde yangına müdahale eder.
- Orman işçileri ise dağlık, sarp arazilerde hortumu sırtlayıp, alevlerin tam içine girer.
Ormanlardan tasarruf olmaz
Öz Orman-İş Sendikası, “Önleyici tedbirlere yatırım yapmazsak, yangınlarda çok daha büyük kayıplar öderiz” diyerek çağrısını yineledi:
“Tarım Bakanlığı, 15 bin yeni işçi alımı istedi; Maliye Bakanlığı tasarruf tedbirleriyle 8.500 kişi verdi. Emekli olanlar çıkarıldığında gerçek artış sadece 4 bin. Bu sayı Türkiye gibi yangın riskinin çok yüksek olduğu bir ülke için yeterli değil.”
Yangınlarla mücadele ertelemeye gelmez; yeni işçi alımı, eğitim, toplumsal bilinç ve güçlü donanım acil bir zorunluluk olarak öne çıkıyor.
